AB’ye tam üyeliğin kilidi yargı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun 8 Kasım 2023 tarihli Genişleme Politikası Tebliği ve Türkiye Raporu”nun ardından, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi tarafından hazırlanan AB-Türkiye Siyasi, Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Durumu” başlıklı rapor 29 Kasım 2023’te açıklandı. Her iki rapor, 14-15 aralık 2023’teki AB zirvesinde görüşülüp karara bağlanacak.

İlk raporda Türkiye’nin AB’den uzaklaşmaya devam ettiği, insan hakları, temel özgürlükler, sivil toplum ve hukukun üstünlüğü alanlarında ciddi gerileme olduğu belirtilerek aşina olduğumuz eleştiriler yapılmakta. Siyasi yapıya ilişkin olarak da demokratik kurumların ciddi eksiklikleri olduğu, işleyişlerinin kusurlu olduğu, yürütme, yasama ve yargı güçleri arasında sağlıklı ve etkin güçler ayrılığı bulunmadığı, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yapısal sorunlarının devam ettiği, 2023 seçimlerinde seçim ortamının adaletsiz ve görevdeki partinin avantajına olduğu, medyanın taraflı olduğu ve bundan seçmen iradesinin olumsuz etkilendiği belirtiliyor.

Yargının AB standartlarından çok uzak olduğu, yürütmenin hakimler ve savcılar üzerindeki etki ve baskısının giderilmediği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının yerine getirilmesinin reddedilmesinin endişe kaynağı olduğu, hakim ve savcıların terfilerinde, önceden belirlenmiş, objektif, liyakate dayalı ve yeknesak kriterler bulunmadığı belirtilen raporda, Türkiye’nin yolsuzlukla mücadelede henüz başlangıç seviyesinde bulunduğu söyleniyor. İfade özgürlüğü, örgütlenme hakkı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı konusunda ise mevzuatın ve uygulamanın uluslararası sözleşmelere ve AB standardına uymadığı belirtiliyor.

İkinci raporda ise Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de gerilimi tırmandıran dinamikleri durdurmak için çaba sarf ettiği, ikili ilişkilerde yapıcı tutum sergilediği, AB’nin Rusya yaptırımlarının Türkiye üzerinden aşılmasını ele alması ve ticari anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmayı sürdürmesi halinde Gümrük Birliği’nin modernizasyonuna başlanabileceği belirtiliyor. Alışıldığı gibi AB ilk eleştiriyi yargı ve temel haklar alanında yapıyor, Gümrük Birliği’ndeki Türkiye aleyhine işleyen haksızlıkları gidermeyi ise esas olarak güvenlik konularına bağlıyor.

Türkiye’nin de AB’ye tam üye olmasıyla medeniyetler beşiği Akdeniz havzasının tarihte olduğu gibi yeniden şekillenmekte olan dünyanın önde gelen güç merkezlerinden birisi haline geleceğini, bölgeye barış ve huzurun egemen olabileceğini elbette AB de Türkiye de biliyordur. Bunun için AB ve Türkiye’nin uzak görüşlü ortak amaç ve hedeflerde buluşmaları gerekiyor.

Bunun önündeki en önemli engeller, Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı alanındadır. İlk rapordaki bu konuları ilişkilerde pürüz olmaktan çıkaracak olmasına rağmen AB’nin 23’üncü (Yargı ve Temel Haklar) ve 24’üncü (Adalet, Özgürlük ve Güvenlik) fasıllarını açmaması anlaşılabilir değildir! Öte yandan AB’nin haklı olarak eleştirdiği yargı ve hukuk alanındaki konularda ülkemizi AB standartları veya üzerinde geliştirmek bizim kendi iç sorunumuzdur. Eleştirilerin haksızlığına değil sorunlarımızı çözmeye odaklanmalı, ülkemizi AB tarafından tam üyeliğe davet edilir hale getirmeliyiz. Bunun için en başta siyasete yargıdan el çektirmemiz, yargıyı etkin ve verimli çalışır, şeffaf, hesapverir ve uluslararası standartlar ve üzerinde kaliteli hizmet üretir, her alanda hukukun üstünlüğünü sağlar hale getirmemiz gerekiyor.

Bu ülküyle Daha İyi Yargı Derneği “Adan Z’ye Türk Yargı Reformu” adı ile çözüm önerileri yayınladı. 2021 yılından bu yana yurtiçinde ve yurtdışında tanıtılan İngiltere Parlamentosu’nda, Brüksel’de AB bürokrasisi ve Avrupalı politikacılar nezdinde paylaşılan reform önerileri beğeni topluyor, yenilikçi ve kayda değer bulunuyor. Türkiye’de tüm siyasi partilere sunulan önerilerin hayata geçmesi, Türkiye’nin yargı alanında eleştirilemez hale gelmesini sağlayacak, AB’nin önerecek yeknesak bir modeli olmayan yargı sistemleri tasarlama konusunda Türkiye’yi örnek ve önder konuma getirecek, en azından moral üstünlük kazandıracaktır.

Diğer Yazılar
Geçtiğimiz hafta Türkiye, ülke meseleleri hakkında fikir beyan etme, idareyi eleştirme hakkını ve genel ifade özgürlüğünü büyük oranda öldürecek oldukça muğlak bir suç yaratmaktan, son anda sivil toplum kuruluşlarının tepkisi…

3 dk.

Türkiye’de ana siyasi gelişmelerin birçoğunda belirleyici olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) genel başkanı Devlet Bahçeli; terör bitirilir, enflasyona kesif darbe indirilir ve Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarın zirvesine çıkarsa Cumhurbaşkanı…

7 dk.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partiye el uzatmasının ve hatta örgütüne son vermesi halinde Öcalan’ın Meclis çatısı altında konuşabileceğini söylemesinin ardından önce Esenyurt belediye başkanı, bir…

7 dk.