Yargıya bağımsızlık ve kürsü teminatı gibi ayrıcalıklar, topluma kaliteli hizmet sunması için verilmektedir. Hizmetin aksaması, teminat ve imtiyazların suistimal edilmesi, yargının bağımlı ve zaman içinde siyasi bir araç haline getirilmesini haklı gösteren gerekçelerdir. Yargı, kaliteli hizmet vererek bağımsızlığını koruyabilir; kurumlarını, mensuplarını, ülkenin genel yönetim sistemini geliştirir ve refaha en kritik katkıyı verir. Yargı sistemi kaliteli hizmet veren ülkeler, orta demokrasi, orta gelir tuzaklarını aşarak ileri demokrasi ve yüksek refah seviyesine erişebilir. Güney Kore bunun en yakın örneğidir.
Yargı hizmetinin kalitesini, yargı mensuplarının takdir ettikleri değil, toplumun ihtiyacına ne kadar cevap verdiği belirler. Öte yandan toplum, arzu ettiği kalitede yargı hizmeti verilmesi için gerekli olan tedbirleri almak, kaynakları sağlamak durumundadır. Eğitim, güvenlik ve sağlıkta olduğu gibi yargı hizmetlerinin de kalite seviyesini, sağladığı imkân ve kaynaklarla orantılı olarak toplum kendisi belirler.
Yargı hizmetlerinin kalitesi, ancak ölçülüp değerlendirilerek tespit edilebilir. Bunun için ise hizmetin kalite unsurlarını, kıstas ve ölçütlerini belirlemek zaruridir. Bu hususta yararlanacak, geniş bir çerçevede uluslararası ve ulusal belgeler yayınlar ve tartışmalar mevcuttur. Cevdet Paşa’nın derlediği Mecelle’de tarif edilen hakimlerin nitelikleri de bunlara dahildir. Hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükleri koruma derecesi, yargı mesleklerinin deontolojisi, etik ve benzeri konularda kullanılan kıstaslar, kalite unsurları olarak değerlendirilebilir. Ayrıca yargı mensuplarının kariyer ilerlemeleri için kullanılan bir kısım performans kriterleri ile istatistik kalemleri de kalite unsurları olarak düşünülebilir.
Bununla birlikte kaynaklar çoğunlukla yargı organ ve unsurlarının bağımsızlığı ve meslek etik kuralları üzerinedir. Yargı hizmetlerinin muhatabının penceresinden bakarak hizmetin unsurlarını kalite metodolojisi ile ortaya koyan kaynak yok gibidir. Bu eksiklik nedeniyle Türkiye’deki reform strateji çalışmaları, yargıyı yönetenlerin yargı unsurlarının tercih, istek ve varsayımlarına göre şekillenmiş, doğal olarak da 2009, 2015 ve 2019 yılları strateji belgeleri, topluma kaliteli yargı hizmetleri verilmesini sağlamamıştır.
Yargı hizmetlerinin kalite standardını belirleyen unsurlar, uluslararası kabul gören belgelerden çıkartılabilir. Bu unsurlar “bağımsızlık, tarafsızlık, hesapverirlik ve şeffaflık, dürüstlük ve bütünlük, öngörülebilirlik, kesinlik ve belirlilik, eşit muamele, ayrımcı olmama, yeterlilik, ehliyet ve özen, mesleğe yaraşır tutum, görünüş ve davranış ile etkinlik ve verimlilik” olarak özetlenebilir.
Başkanı olduğum Daha İyi Yargı Derneği, yargı hizmetlerinde kalite unsurları önerisi geliştirmiş, diğer konulardaki önerilerle birlikte ‘A’dan Z’ye Türk Yargı Reformu’ adıyla kitaplaştırıp yayınlayarak Türkiye ve dünya kamuoyunda tartışmaya açmıştır. Çalışmamızda, yargı mensuplarının liyakatine, hizmetin ihtiyaca cevap vermesine, verilen kararların isabetine, süre, hız ve maliyetine ve iletişime ilişkin olarak kalite unsurları belirlenmiş ve her bir unsur tarif edilmiştir. Tüm paydaşları, çalışmamızı incelemeye, geri bildirim ve eleştirilerle geliştirmeye davet ediyorum.
Konuyu tartışmaya “yargı bağımsızlığı” ile başlamak sorunu siyasileştirirken, teorik çözümünü bile çıkmaza sokmaktadır. Buna karşın konuya “hizmetin kalitesi” açısından bakarak yaklaşmak, yargı sorununa çözüm bulmayı kolaylaştırmaktadır. Çünkü, kalite şartı açısından bakıldığında ‘bağımsızlık’, siyasi bir konu olmaktan çıkmakta, teknik bir düzeye inmektedir.
‘Kaliteli yargı hizmetleri’ yaklaşımı, kaliteli hizmet verilmesini düzenleyen bir kurum oluşturulmasını gündeme getirmektedir. Bunun için de düzenleyici bir kurum olarak ‘Adalet Yüksek Kurumu’ oluşturmayı öneriyoruz. Öneriyi, bir sonraki yazımda ele alacağım.
Sağlık ve esenlikler dilerim.