Milletlerarası Tahkimde Yazılı Delille İspat Meselesine Pratik Bir Bakış
Değerli hocam Prof. Dr. Turgut Kalpsüz’ün görev vermesi sebebiyle başladığım araştırma sırasında Türk yargısının sorunlarının temelinde yatan kök sebebin; uyuşmazlık çözümünde kabul edilen ve istisnalar haricinde zorunlu olarak uygulanan, yazılı delille ispat ve davalarda iddiayı ispat amacı ile sınırlı olarak delil ibrazı olduğunu fark ettim.
Bu çalışma, bir bakıma 2010 yılına kadar avukatlık yaptığım süre boyunca her gün içinde yaşadığım ve kökünü bulmaya çalıştığım sorunların neredeyse tamamının ortak sebebinin, uyuşmazlık çözümünde, uyuşmazlık konularının ve çözümü için gerekli olan delillerin tam ve doğru olarak ifşa ve ibraz edilmiyor olduğu gerçeğini fark etmem üzerine ele aldığım, gözlem ve tecrübelerimi aktardığım bir çalışmadır.
Mahkemelere, hakkında adalet aranan konuda maddi gerçeğin dürüstçe açıklanmasının zorunlu olmamasının, uyuşmazlığın doğru ve adil olarak çözümü için gereken delillerin tarafların keyfine ve menfaatine bırakılmasının yargı mensuplarını işlerini yapamaz hale getirdiğini gördüm. Avukatlık mesleğinin, dava konusu olayları menfaate göre uyarlama ve aleyhe olabilecek olan delillerin yargılamaya ibraz edilmemeye yönlendiren bir mantıkla işlediğini, bunun yargının iddia, savunma ve karar unsurları arasında güvensizliğe neden olduğunu fark ettim. Bu durumun toplumsal değerlerde ciddi aşınmaya, adalet duygusunun azalmasına ve bozuşmaya yol açmakta olduğunu bu çalışma sırasında net olarak görebildim.
Bu kök sebebi halletmenin sorunlara kökünden çözüm getirebileceğini görmem üzerine de kendiliğimden bir yola çıkmaya karar verdim. İşte bu yolculuk beni, önce bir inisiyatif oluşturmaya ve sorunu herkese anlatmaya, daha sonra ‘Daha İyi Yargı Derneği’ni kurmaya, daha sonra yargıya ilişkin çıkarımlarımı paylaştığım Bozkır’dan Dünyaya Avukat Olmak isimli biyografimi yazmaya yöneltti. Arkasından da zamanımın neredeyse tamamını yargı reformuna vakfettiğim çalışmalara odaklandırdı.