‘…halkın yöneticilerini belirlemedeki söz hakkı (seçme hakkı) ve keza yönetimde yeralmak için aday olma (seçilme hakkı) çoğu durumda önemli derecede kısıtlanmaktadır. Kısıtlamada kullanılan temel iki vasıta aday listeleri ve delegelik sistemidir.’

Türkiye’de halkın yöneticilerini seçmesi için izlenen yöntemlerde hem seçim yöntemleri hem de seçim bölgeleri bakımından geniş bir çeşitlilik ve haklı bir gerekçesi olmayan tutarsızlık durumları söz konusudur. Bunlar tek veya birden fazla kişinin seçilecek olmasına göre değişebildiği gibi seçimlerle ilgili kuralların çıkarıldığı tarihe göre de değişiklik gösterebilir. Nitelik olarak; seçim sürecinin tek bir seçimde veya sürecin birbirini takip eden seçimler sonucunda tamamlandığı; ikinci ihtimalde tekrar eden seçimlerde seçmenin tekrar seçim yaptığı veya sonraki seçimlerde ilk veya önceki seçimde seçilenlerin seçim yaptığı yöntemler olarak da ayrılabilirler. Diğer bir boyut ise seçimlerin, ülke genelinde tek bir bölgeden ibaret olduğu veya birden fazla bölgeye ayrıldığı seçimlerdir.

Siyasi partilerin genel başkanları ve merkez yönetimleri önce ilçe, ardından il kongrelerinde seçilen delegelerin üçüncü aşamada genel kongrede yaptığı seçimlerle seçilmekte; benzer bir şekilde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının başkanları ve merkez yönetimleri de iller çapında yapılan seçimlerde belirlenen delegelerin katıldığı genel kurul tarafından seçilmektedir. Uygulanan aday listeleri arasında tercih yapmaktan ibaret olan seçimlerde kazananların genel kurulda temsili delege kotalarıyla sınırlanmaktadır.

İki Turlu Seçim Şart 

Referandum sonucuna göre Cumhurbaşkanlığı seçimi; bir adayın birinci turda oyların çoğunluğunu almaması halinde ikinci turda en çok oyu alan adayın seçilmesi yöntemiyle yapılacak. Buna karşın tek kişinin seçildiği belediye başkanlığı ve muhtarlık seçimlerinde tek turlu seçim yapılmakta; en çok oyu alan seçimi kazanmaktadır. TBMM ve belediye meclisi üyelikleri, alınan oyların dağıtılmasında oyların çokluğuna göre seçilmekte; ancak adayların listelerdeki sıralamasını parti liderleri ve merkez yönetimleri belirlemektedir.

Dolayısıyla Türkiye’de, benzer ve aynı durumlar için yapılacak seçimlerde farklı seçim yöntemleri kullanılmakta; halkın yöneticilerini belirlemedeki söz hakkı (seçme hakkı) ve keza yönetimde yer almak için aday olma (seçilme hakkı) çoğu durumda önemli derecede kısıtlanmaktadır. Kısıtlamada kullanılan temel iki vasıta aday listeleri ve delegelik sistemidir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde kullanılan ‘İki Tur’lu sistem, tek kişinin seçileceği belediye başkanlığı, muhtarlık ve meslek kuruluşlarının genel başkanlarının ve bu partilerin bu yerlere göstereceği adayların seçiminde de uygulanmalıdır. Buna karşın TBMM, Belediye Meclisi ve İl Genel Meclisi seçimlerinde;

  • birinci aşama olan adayların belirlendiği aşamada partiler içinde çoğunluk sistemi seçim ile adaylar ve sıralaması belirlenmeli ve bu şekilde belirlenen adaylarla sabit listeler oluşturulmalı
  • (ii) temsilcilerin seçildiği ikinci aşamada ise nispi temsil esasına göre seçimler yapılmalı; bu seçimlerde ise vatandaş listedeki adaylar arasında tercih yapabilir olmalıdır.

Önce Adaylar Demokratik Yöntemlerle Belirlenmeli!

İki veya daha fazla turlu olsa da aslında birkaç aday arasından bir kişinin seçildiği bu sistem, seçimde yarışacak adayların belirlenmesi sırasında benzer bir yöntem izlenmediği takdirde güç odaklarının topluma seçim değil tercih yapacağı adayları dayatması durumu ortaya çıkabilir. Bu nedenle parti içi demokrasi ve özellikle tek kişilik – dar bölge seçimleri bakımından aday belirleme yöntemleri benzer bir şekilde geliştirilmelidir.

Birden fazla kişinin seçileceği durumlarda halk, adaylar arasından seçim yapmak yerine küçük bir kesim tarafından önceden belirlenmiş olan listeler arasında tercih yapmaya zorlanmaktadır. Seçim bölgeleri oluşturulmasında olduğu gibi listeli seçimlerin temel gerekçesi seçimlerin yapılmasını kolaylaştırmaktadır. Gerçekten de onlarca üyelik için yüzlerce adayın yarışacağı bir seçimde seçmenlerin adaylar arasından sağlıklı bir seçim yapması oldukça zor ve hatta imkânsız olabilir. Farklı siyasi görüşlerin listeler oluşturması ve seçmenin listeler arasında tercih yapması daha kolay olabilir. Ancak bu ihtimalde temsilde adalet düşüncesi ile listelerin yüksek temsil ile oluşturulması, yani listelerin oluşumunda temsilde adaletin sağlanması zorunlu olmaktadır.

Seçim çevresinde seçilecek temsilci adaylarını ve bu adayların listedeki sıralamasını seçmenin iradesine uygun olarak belirlemesine engel olan sabit liste, karma liste gibi uygulamalar ile seçmenin zorlukla tercih yapabildiği ve hatta tercihini belirli bir yönde kullanması için çeşitli şekillerde yönlendirildiği tercihli liste gibi uygulamalar demokratik temsil açısından sakattır. Listelerin oluşturulması sırasında yapılacak ön seçimlerde adayların en çok oy alanlara göre sıralanması, siyasi partilerin adaylarının daha en başında temsilde adaleti sağlayarak belirlenmesini, genel seçimlerin de bunun uzantısı olarak daha adil bir şekilde sonuç vermesini sağlayacaktır.

Seçmenlerin kolayca tercih yapması için geliştirilen birleşik oy pusulasıyla seçimlerin güvenliği ve pratikliği sağlanırken, tercih edilen listelerin oluşturulma şekli de temsilde adaleti sağlayacaktır. Böylece hem partilerin seçim öncesinde adaylarını halkın beğeneceği kimseler arasından belirlemesi hem de seçimlerde demokratik listelerin yarışması sağlanmış olur.

[Türkiye için gerçekleştirilmesi ve sürdürülebilirliği en kolay, pratik ve demokratik nispi/orantılı temsili en üst düzeye çıkaracak bir öneri şöyle olabilir:

Partiler, adayların en çok oyları alanlarının, oy çokluğuna göre sıralanacağı tek turlu bir ön seçimle adaylarını belirleyebilir.

(ii) Adayların cüzi bir kısmını (örneğin % 10) ve listedeki sıralarını merkez yönetimler önceden ilan edilerek belirleyebilir.

(iii) Seçimler bu şekilde önseçimlerle oluşturulan sabit listelerle birleşik oy pusulası kullanımı sürdürülerek yapılabilir.

(iv) Seçmenler partiler arasında seçim yapar. Mevcut çoğunluk sistemine göre hangi partinin adaylarının vekil olacağı listelerden ve sırası ile belirlenebilir.

(v) Oy pusulalarında seçmene adaylar arasında tercih yapma imkânı da getirilebilir.

Bu şekildeki seçim sistemi milletvekili seçimlerinden ayrıca, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi gibi kamu kurumları ile demokratik yönetimin öngörüldüğü kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile geniş katılımlı iş dünyası kurumlarının seçimlerinde de uygulanmalıdır.